Tügiad Ege'nin Konuğu Prof. Küçüközmen, '2020 Umut Barındırıyor'
TÜGİAD Ege Şubesi’nin yönetim kurulu toplantısına konuk konuşmacı olarak katılan Uluslararası Ticaret ve Finans uzmanı Profesör Dr. Coşkun Küçüközmen, 2020 yılının Türkiye ekonomisi açısından umut vadettiğini söyledi. 2020’de yüzde 4’lük büyüme hedef ve beklentisine yatırımla ulaşılabileceğini söyleyen Küçüközmen, “Bunun yolu da ticari kredilerde kolaylıklar ve teşviklerden geçiyor, yatırım planlarınızı raflardan indirin” dedi
12 Ocak 2020 - 22:43
TÜGİAD Ege Şubesi Başkanı Melih Sebastien Durmuş, yönetim kurulu toplantılarının üyelere açık yapılacağını ve her yönetim kurulu toplantısı sonrası alanında uzman bir kişinin belirli bir konuda kendilerine sunum yapacağını ifade ederek, “Bu toplantımızın konuğu ise Sayın Prof. Coşkun Küçüközmen olsun istedik. 2019 değerlendirmesi ve 2020 beklentisi üzerine bize doyurucu bir sunum gerçekleştirdi. Zorlu geçen 2019 sonrası 2020 yılının daha fazla yatırımın yapılacağı, tekrar ivmenin yukarı yönlü olacağı bir dönem bizi beklediğini ifade eden Prof. Küçüközmen, bize umut aşıladı” dedi
Sunumunda 2018’in ikinci yarısı girilen sıkıntılı sürecin 2019 yılında etkilerini yaşadıklarını ve bir anlamda 2019 yılının yara sarma dönemi olarak tamamlandığını anlatan Coşkun Küçüközmen, “Bu anlamda 2020 görece daha yaraların sarıldığı ve tekrar ileriye adım atacağımız bir yıl olacak. Bu anlamda 2020 herkese umut vadediyor” dedi
2020 için hem hükümetin hem İMF’nin hem de uluslararası finans kuruluşlarının raporlarında Türkiye için yüzde 3-4 bandında büyüme öngördüklerini söyleyen Küçüközmen, “Bu hedefi tutturmanın yolu iş insanlarının ve girişimcilerin yatırım yapmasından geçiyor. Sermaye yönünden sıkıntılı bir ülke olarak sıcak paraya ulaşımın enstrümanı ise ticari krediler. 2020 yılında bu anlamda ticari kredi kullandırmada kolaylıklar, uygun ödeme koşulları ile teşvikler devreye girecektir. Yatırım yapmak için doğru iklimi bekleyen yatırımcılar bu yıl harekete geçecektir” dedi
Türkiye’nin coğrafi olarak zor bir bölgede olduğunu ve Ortadoğu’daki güç savaşlarının etkilerini ülke olarak her zaman hissettiklerini de ifade eden Küçüközmen sözlerini şöyle tamamladı: “Ortadoğu zor bir coğrafya. Sabahtan akşama krizlerin çıktığı, tüm dünyayı etkileyen sıcak gelişmelerin olduğu bir bölgenin komşusuyuz. Son İran-ABD çatışması da bize gösteriyor ki böylesi bir bölgede hızlı karar alan, değişken siyasi ve ekonomik krizlere karşı planları olan bir ülke olmak zorundayız. Böylesi kriz anları zorlu şartlar getirirken fırsatları da beraberinde getirir. Bunları doğru değerlendirip doğru konumlandığımız takdirde hem krizlerin etkisinden kurtulur hem de bu krizleri Türkiye olarak avantaja çevirecek hamleleri görebilir ve yapabiliriz. 2020 yılında doğru siyasal tutum ve dış politika yürütürsek ekonomide yukarı yönlü bir seyir bizi bekliyor”
Sunumunda 2018’in ikinci yarısı girilen sıkıntılı sürecin 2019 yılında etkilerini yaşadıklarını ve bir anlamda 2019 yılının yara sarma dönemi olarak tamamlandığını anlatan Coşkun Küçüközmen, “Bu anlamda 2020 görece daha yaraların sarıldığı ve tekrar ileriye adım atacağımız bir yıl olacak. Bu anlamda 2020 herkese umut vadediyor” dedi
2020 için hem hükümetin hem İMF’nin hem de uluslararası finans kuruluşlarının raporlarında Türkiye için yüzde 3-4 bandında büyüme öngördüklerini söyleyen Küçüközmen, “Bu hedefi tutturmanın yolu iş insanlarının ve girişimcilerin yatırım yapmasından geçiyor. Sermaye yönünden sıkıntılı bir ülke olarak sıcak paraya ulaşımın enstrümanı ise ticari krediler. 2020 yılında bu anlamda ticari kredi kullandırmada kolaylıklar, uygun ödeme koşulları ile teşvikler devreye girecektir. Yatırım yapmak için doğru iklimi bekleyen yatırımcılar bu yıl harekete geçecektir” dedi
Türkiye’nin coğrafi olarak zor bir bölgede olduğunu ve Ortadoğu’daki güç savaşlarının etkilerini ülke olarak her zaman hissettiklerini de ifade eden Küçüközmen sözlerini şöyle tamamladı: “Ortadoğu zor bir coğrafya. Sabahtan akşama krizlerin çıktığı, tüm dünyayı etkileyen sıcak gelişmelerin olduğu bir bölgenin komşusuyuz. Son İran-ABD çatışması da bize gösteriyor ki böylesi bir bölgede hızlı karar alan, değişken siyasi ve ekonomik krizlere karşı planları olan bir ülke olmak zorundayız. Böylesi kriz anları zorlu şartlar getirirken fırsatları da beraberinde getirir. Bunları doğru değerlendirip doğru konumlandığımız takdirde hem krizlerin etkisinden kurtulur hem de bu krizleri Türkiye olarak avantaja çevirecek hamleleri görebilir ve yapabiliriz. 2020 yılında doğru siyasal tutum ve dış politika yürütürsek ekonomide yukarı yönlü bir seyir bizi bekliyor”
FACEBOOK YORUMLAR