Sürdürülebilir ekonomi için yeni tarım modelleri
Gayrimenkul için Strateji Platformu (GİSP) İzmir Grubu yuvarlak masa toplantısında “Arazi Geliştirmeye Farklı Bir Bakış Açısı” başlığıyla “Tarımda Dijitalleşme, Tıbbi-Aromatik Bitki Yetiştiriciliği ve Toprak ile Kentsel Tarım” konularını ele aldı
28 Nisan 2021 - 20:57
GİSP Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Başkanı Şükrü Cem Akçay’ın Moderetörlüğü’nde yoğun katılımlı gerçekleşen toplantının konuşmacı konukları, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bihter Çolak Esetlili, Agrovisio Kurucu Ortağı Sinan Öz ve 91 Dış Ticaret ve Danışmanlık Kurucu Ortağı Devrim Akbulut oldu.
“Arazi Geliştirme” kavramına klasik bir yaklaşım ile değil de, farklı bir bakış açısı ile yaklaşmak istediklerini dile getiren GİSP İzmir Grubu Başkanı ve Toplantının Moderatörü Şükrü Cem Akçay, “Dünya pandeminin, sağlık, sosyal yaşam ve ekonomi alanlarında verdiği hasarın üstesinden gelmeye çalışırken gayrimenkul sektörü, toplumları yeniden canlandırma ve bireylerin dolayısıyla toplumun sağlığını iyileştirecek, sürdürülebilir mekanlar yaratma konularında kilit bir role sahiptir. Ülkemizde kırsal nüfus, yaşam standartlarını yükseltmek ve sanayileşen kentlerin iş gücü açığını kapatmak hedefiyle uzun yıllardır büyük kentlere göç ediyor. Ancak dünya genelinde, özellikle son yıllarda, kentlerle ilgili fiziksel, ekonomik ve sosyal endişelerle gerçekleşen, tersi yönde bir göç hareketinden de bahsetmek mümkün. Neden göç ettikleri sorulduğunda ise alınan yanıt deprem korkusu, trafik ve bir de aslında en önemli olanı yeniden toprağa dönüş yani tarımsal üretim niyetlerinin olması şeklinde oluyor.” dedi.
Tarımdaki teknolojik gelişmelere paralel olarak günümüzde bitkisel ekiliş alanlarının üretim ve verimliliklerinin belirlenmesinde bilgisayar destekli uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemi tekniklerinin önemine deyinen Akçay, yapay zeka ile tarım alanlarını takip ederek verimliliğini arttıran dijital tarım modelini anlatması için sözü Agrovisio Kurucu Ortağı Sinan Öz’e devrederek artan dünya nüfusu, azalan tarım alanları ve daha fazla üretim için yenilikçi tarımsal üretim yöntemlerinin uygulanmasına yönelik bilgi istedi. Bu yöntemlerin tarımda sürdürülebilirliği, ölçülebilirliği ve öngörülebilirliği arttırdığını dile getiren Öz, “Sürdürülebilir bir tarım için kaynakların verimli kullanılması gerekmektedir. Bu modelle tarladaki bitkilerin ihtiyaçları gün gün takip edilerek, bitkinin ihtiyacına göre uygulamaların gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır. Bu yeteneklerin uydu görüntüleriyle yapılması ülke hatta dünya geneli ölçeklenmeye imkan sağlamaktadır. Geliştirilen mobil ve web uygulamalar sayesinde hem zirai işletmelerin hem de tarımsal ürünleri girdi olarak kulllanan sanayi işletmelerinin yıllar bazında gelişim durumları, ürün ekili alan haritaları, hasat zamanları, hassas tarım gibi yeteneklerle sürdürülebilir bir iş modeline kavuşmaları amaçlanmaktadır. Tarım arazilerinin hem hobi hem de yatırım amaçlı olarak kullanıldığı bu dönemde arazilerin geçmiş yıllardaki ürün ekilişlerinin ve verim potansiyellerinin tespiti, bununla birlikte arazinin maruz kaldığı kronik sorunlarının yatırım öncesi belirlenmesi büyük önem arz etmektedir.” ifadelerini kullandı.
Tıbbi ve aromatik bitkilerin tüm dünyada sosyal, kültürel ve ekolojik açıdan önemli bir role sahip olduğunu dile getiren Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bihter Esetlili ise, “Ülkemiz, farklı iklim ve ekolojik koşullara sahip olması nedeniyle çok sayıda bitki türünün ana vatanı konumundadır. Doğadan toplanan ve kültürü yapılan ülkemiz açısından büyük bir ekonomik potansiyele sahip tıbbi ve aromatik bitkilerin dış satımda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını söylemek mümkün.. Ancak gıda, ilaç ve kozmetik sanayi başta olmak üzere giderek artan talepleri karşılayamamaktadır. Bu nedenle kültür yoluyla da üretime ağırlık verilmesi gerekmekte aynı zamanda toprak isteği ve besin elementi ihtiyacı göz önüne alınarak yetiştiriciliğinin yapılması verim ve kalite açısından büyük önem arz etmektedir.” şeklinde konuştu.
Geleceğin kentlerinin temel niteliklerinden en önemli olanının kendine yeterlilik olduğunu, doğa ile uyumlu, doğal temelli çözümler ile ekolojik yıkımı sona erdirecek yeni bir kentleşme modelinin hep birlikte geliştirilmesi gerektiğini savunan GİSP İzmir Başkanı Şükrü Cem Akçay, son olarak sözü 91 Dış Ticaret ve Danışmanlık Kurucusu Devrim Akbulut’a vererek yeni model tarım uygulamaları hakkında bilgi istedi. Devrim Akbulut, “Günümüz dünyasında şehirleşme ile birlikte insanların büyük şehirlere göç etmesi ve sanayi toplumlarının ön plana çıkması başta küresel ısınma ve iklim değişikliği olmak üzere, tarım ve gıda güvenliğini ön plana çıkarmıştır. Toprakların yanlış planlanması ve kullanımı nedeniyle dikey tarım ve indoorfarm modelleri önem kazanmaktadır. Dijitalleşme ile birlikte tarımın kapalı alanlarda yapılması hem gıda güvenliği hem de toplum sağlığı açısından bir adım öne çıkmış ve dünyada son 10 yılda dikey tarım uygulamaları ve urban farm önemli noktalara gelmiştir.” diye konuştu
“Arazi Geliştirme” kavramına klasik bir yaklaşım ile değil de, farklı bir bakış açısı ile yaklaşmak istediklerini dile getiren GİSP İzmir Grubu Başkanı ve Toplantının Moderatörü Şükrü Cem Akçay, “Dünya pandeminin, sağlık, sosyal yaşam ve ekonomi alanlarında verdiği hasarın üstesinden gelmeye çalışırken gayrimenkul sektörü, toplumları yeniden canlandırma ve bireylerin dolayısıyla toplumun sağlığını iyileştirecek, sürdürülebilir mekanlar yaratma konularında kilit bir role sahiptir. Ülkemizde kırsal nüfus, yaşam standartlarını yükseltmek ve sanayileşen kentlerin iş gücü açığını kapatmak hedefiyle uzun yıllardır büyük kentlere göç ediyor. Ancak dünya genelinde, özellikle son yıllarda, kentlerle ilgili fiziksel, ekonomik ve sosyal endişelerle gerçekleşen, tersi yönde bir göç hareketinden de bahsetmek mümkün. Neden göç ettikleri sorulduğunda ise alınan yanıt deprem korkusu, trafik ve bir de aslında en önemli olanı yeniden toprağa dönüş yani tarımsal üretim niyetlerinin olması şeklinde oluyor.” dedi.
Tarımdaki teknolojik gelişmelere paralel olarak günümüzde bitkisel ekiliş alanlarının üretim ve verimliliklerinin belirlenmesinde bilgisayar destekli uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemi tekniklerinin önemine deyinen Akçay, yapay zeka ile tarım alanlarını takip ederek verimliliğini arttıran dijital tarım modelini anlatması için sözü Agrovisio Kurucu Ortağı Sinan Öz’e devrederek artan dünya nüfusu, azalan tarım alanları ve daha fazla üretim için yenilikçi tarımsal üretim yöntemlerinin uygulanmasına yönelik bilgi istedi. Bu yöntemlerin tarımda sürdürülebilirliği, ölçülebilirliği ve öngörülebilirliği arttırdığını dile getiren Öz, “Sürdürülebilir bir tarım için kaynakların verimli kullanılması gerekmektedir. Bu modelle tarladaki bitkilerin ihtiyaçları gün gün takip edilerek, bitkinin ihtiyacına göre uygulamaların gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır. Bu yeteneklerin uydu görüntüleriyle yapılması ülke hatta dünya geneli ölçeklenmeye imkan sağlamaktadır. Geliştirilen mobil ve web uygulamalar sayesinde hem zirai işletmelerin hem de tarımsal ürünleri girdi olarak kulllanan sanayi işletmelerinin yıllar bazında gelişim durumları, ürün ekili alan haritaları, hasat zamanları, hassas tarım gibi yeteneklerle sürdürülebilir bir iş modeline kavuşmaları amaçlanmaktadır. Tarım arazilerinin hem hobi hem de yatırım amaçlı olarak kullanıldığı bu dönemde arazilerin geçmiş yıllardaki ürün ekilişlerinin ve verim potansiyellerinin tespiti, bununla birlikte arazinin maruz kaldığı kronik sorunlarının yatırım öncesi belirlenmesi büyük önem arz etmektedir.” ifadelerini kullandı.
Tıbbi ve aromatik bitkilerin tüm dünyada sosyal, kültürel ve ekolojik açıdan önemli bir role sahip olduğunu dile getiren Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bihter Esetlili ise, “Ülkemiz, farklı iklim ve ekolojik koşullara sahip olması nedeniyle çok sayıda bitki türünün ana vatanı konumundadır. Doğadan toplanan ve kültürü yapılan ülkemiz açısından büyük bir ekonomik potansiyele sahip tıbbi ve aromatik bitkilerin dış satımda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını söylemek mümkün.. Ancak gıda, ilaç ve kozmetik sanayi başta olmak üzere giderek artan talepleri karşılayamamaktadır. Bu nedenle kültür yoluyla da üretime ağırlık verilmesi gerekmekte aynı zamanda toprak isteği ve besin elementi ihtiyacı göz önüne alınarak yetiştiriciliğinin yapılması verim ve kalite açısından büyük önem arz etmektedir.” şeklinde konuştu.
Geleceğin kentlerinin temel niteliklerinden en önemli olanının kendine yeterlilik olduğunu, doğa ile uyumlu, doğal temelli çözümler ile ekolojik yıkımı sona erdirecek yeni bir kentleşme modelinin hep birlikte geliştirilmesi gerektiğini savunan GİSP İzmir Başkanı Şükrü Cem Akçay, son olarak sözü 91 Dış Ticaret ve Danışmanlık Kurucusu Devrim Akbulut’a vererek yeni model tarım uygulamaları hakkında bilgi istedi. Devrim Akbulut, “Günümüz dünyasında şehirleşme ile birlikte insanların büyük şehirlere göç etmesi ve sanayi toplumlarının ön plana çıkması başta küresel ısınma ve iklim değişikliği olmak üzere, tarım ve gıda güvenliğini ön plana çıkarmıştır. Toprakların yanlış planlanması ve kullanımı nedeniyle dikey tarım ve indoorfarm modelleri önem kazanmaktadır. Dijitalleşme ile birlikte tarımın kapalı alanlarda yapılması hem gıda güvenliği hem de toplum sağlığı açısından bir adım öne çıkmış ve dünyada son 10 yılda dikey tarım uygulamaları ve urban farm önemli noktalara gelmiştir.” diye konuştu
FACEBOOK YORUMLAR