Sosyal Medya Kişilik Bozukluklarına Neden Oluyor
Formteg Danışmanlık Merkezi narsisizm ve narsistik kişilik bozukluğu arasındaki farkları anlatarak, bağımlılık derecesinde sosyal medya kullanımının ruh sağlığı üzerindeki etkilerini paylaştı. Merkezin analizine göre sosyal medya kullanımı kişilik bozukluklarına neden olurken, narsisizme yönelik ileri düzeyde yönelim sağlıyor
16 Şubat 2021 - 16:41
Kaliforniya Eyalet Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, sosyal medyayı kullanan gençlerin, akranlarından daha fazla narsistik eğilimler gösterdiğini ortaya koymuştur. Sosyal ağlar narsistik eğilimler yaratmaktadır. Bu platformlar teşhirci, dikkat çekme ve kendi kendini teşvik eden davranışlarda bulunmalarına imkân yarattığı için daha fazla narsist sosyal medyada aktif olacaktır. Çünkü narsistik karaktere sahip insanların başkalarından hayranlık duymalarına ihtiyaçları vardır. Sosyal medyadaki görkemli görünüşleri ile beğeniler, paylaşımlar veya yeni takipçiler elde etmek kolay olduğundan sosyal medyada onaylanmaktadırlar. Böylelikle onay ve kabul görme ihtiyaçları bir nevi giderilmektedir. Bu da normalden daha fazla paylaşım yapmalarına sebep olmaktadır. Ayrıca narsist özelliğe sahip kişiler diğerleriyle yüzeysel bağlantı kurmayı tercih ederler. Empati kurma ve karşıdakini dinleme konusunda iyi olmadıklarından dolayı da sosyal ağlar onlar için oldukça cazip hale gelir. Narsist eğilimleri olan insanlar resimlere çok önem verirler. Örneğin, fotoğraflarda pahalı, gösterişli giysiler giyme olasılıkları daha yüksektir ve genel görünümleri fotoğrafın öncesinde çok fazla hazırlık yapıldığını gösterir
Narsist bireyler başkalarını izlemeye dayanamıyor
Bulgular narsisizmi olan insanların daha çekici fotoğraflar yayınladığını, diğerlerinden daha fazla arkadaşı veya takipçisi olduğunu, genel olarak daha fazla gönderi oluşturduğunu ve daha çok kendini tanıtıcı gönderi oluşturduğunu ve sayfalarının ‘Hakkında’ bölümünde daha uzun açıklamalar yazdıklarını keşfetti. Her ne kadar daha çok paylaşım yaparak sosyal ağlarını aktif kullansalar da narsisizm ve sosyal medya kullanımı arasındaki ilişki güçlü değil. Yani narsist bireylerin daha sık paylaşımlar yapmaları akıllı telefonlarında diğerlerinden daha fazla zaman geçirdikleri anlamına gelmesin. Şaşırtıcı bir şekilde narsist bireylerin dokunmatik ekranlara diğerlerinden daha az bağımlı olduğu ortaya çıktı. Bunun nedeni ise başkalarının sosyal medyada ne yaptıklarını izlemek veya diğerleri tarafından paylaşılan yerlerde olamadıkları için bir şeyleri kaçırdıkları korkusunu yaşamak istememeleridir
Sosyal medya bağımlılığı düşük benlik saygısı ile ilintili
Araştırmalar, sosyal medya kullanımının, ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ve düşük benlik saygısı ile arasında yadsınamaz bir bağlantı olduğunu göstermiştir. Sosyal medya platformlarının faydaları olsa da onları çok sık kullanmak insanları giderek daha mutsuz ve izole hissettirmektedir. Bu olumsuz duygusal tepkiler yalnızca bir şeyleri başkalarıyla paylaşmanın sosyal baskısı nedeniyle değil, aynı zamanda bu sitelerin teşvik ettiği maddi şeylerin ve yaşam tarzlarının karşılaştırılması nedeniyle de üretilir
Araştırmalar, genç yaşlardan itibaren sosyal medyayı sıklıkla kullanan ergenlerin sosyal etkileşim becerilerini ciddi şekilde azalttığını göstermiştir. Kullanıcıların bu platformlarda birbirleriyle etkileşime girmesine rağmen, birçoğu gerçek dünyada etkileşim kurmakta güçlük çekiyor. Araştırmalar, anket yapıldığında bu bireylerin gruplarda sosyal kaygıyı kötüleştirdiğini, daha yüksek depresyon oranlarını, olumsuz beden imajını ve başkalarına karşı empati ve şefkat düzeylerini düşürdüğünü bulmuştur
Sosyal medyada görünen mükemmel şekilde filtrelenmiş fotoğrafların sürekli paylaşılması genç yetişkinlerde düşük özgüvene ve yeme alışkanlıklarındaki bozulmalara neden olmaktadır. Pek çok genç, yaşıtlarının sosyal medyada yalnızca en iyi fotoğraflarını ve anlarını paylaştığını bilse de karşılaştırma yapmaktan kaçınmak oldukça zordur. Sosyal ağ siteleri aracılığıyla gerçekçi olmayan güzellik standartlarına sürekli maruz kalmak, gençlerin kendi vücutlarını nasıl algıladıklarını etkilemektedir. Pittsburg Üniversitesi'nde gerçekleştirilen bir araştırma, sosyal medya uygulamalarında gezinirken harcanan zaman ile olumsuz vücut imajı arasında bir ilişki olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre, sosyal medyada daha fazla zaman geçirenler, daha az zaman harcayan akranlarına kıyasla 2 kat daha fazla yeme ve beden imajı endişeleri taşıyor. Dolayısıyla, sosyal medyada beğeni kazanma ihtiyacı, anksiyete seviyelerini arttırmakta üstelik gençlerin görünüşlerini değiştirmelerine neden olmaktadır
Narsist bireyler başkalarını izlemeye dayanamıyor
Bulgular narsisizmi olan insanların daha çekici fotoğraflar yayınladığını, diğerlerinden daha fazla arkadaşı veya takipçisi olduğunu, genel olarak daha fazla gönderi oluşturduğunu ve daha çok kendini tanıtıcı gönderi oluşturduğunu ve sayfalarının ‘Hakkında’ bölümünde daha uzun açıklamalar yazdıklarını keşfetti. Her ne kadar daha çok paylaşım yaparak sosyal ağlarını aktif kullansalar da narsisizm ve sosyal medya kullanımı arasındaki ilişki güçlü değil. Yani narsist bireylerin daha sık paylaşımlar yapmaları akıllı telefonlarında diğerlerinden daha fazla zaman geçirdikleri anlamına gelmesin. Şaşırtıcı bir şekilde narsist bireylerin dokunmatik ekranlara diğerlerinden daha az bağımlı olduğu ortaya çıktı. Bunun nedeni ise başkalarının sosyal medyada ne yaptıklarını izlemek veya diğerleri tarafından paylaşılan yerlerde olamadıkları için bir şeyleri kaçırdıkları korkusunu yaşamak istememeleridir
Sosyal medya bağımlılığı düşük benlik saygısı ile ilintili
Araştırmalar, sosyal medya kullanımının, ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ve düşük benlik saygısı ile arasında yadsınamaz bir bağlantı olduğunu göstermiştir. Sosyal medya platformlarının faydaları olsa da onları çok sık kullanmak insanları giderek daha mutsuz ve izole hissettirmektedir. Bu olumsuz duygusal tepkiler yalnızca bir şeyleri başkalarıyla paylaşmanın sosyal baskısı nedeniyle değil, aynı zamanda bu sitelerin teşvik ettiği maddi şeylerin ve yaşam tarzlarının karşılaştırılması nedeniyle de üretilir
Araştırmalar, genç yaşlardan itibaren sosyal medyayı sıklıkla kullanan ergenlerin sosyal etkileşim becerilerini ciddi şekilde azalttığını göstermiştir. Kullanıcıların bu platformlarda birbirleriyle etkileşime girmesine rağmen, birçoğu gerçek dünyada etkileşim kurmakta güçlük çekiyor. Araştırmalar, anket yapıldığında bu bireylerin gruplarda sosyal kaygıyı kötüleştirdiğini, daha yüksek depresyon oranlarını, olumsuz beden imajını ve başkalarına karşı empati ve şefkat düzeylerini düşürdüğünü bulmuştur
Sosyal medyada görünen mükemmel şekilde filtrelenmiş fotoğrafların sürekli paylaşılması genç yetişkinlerde düşük özgüvene ve yeme alışkanlıklarındaki bozulmalara neden olmaktadır. Pek çok genç, yaşıtlarının sosyal medyada yalnızca en iyi fotoğraflarını ve anlarını paylaştığını bilse de karşılaştırma yapmaktan kaçınmak oldukça zordur. Sosyal ağ siteleri aracılığıyla gerçekçi olmayan güzellik standartlarına sürekli maruz kalmak, gençlerin kendi vücutlarını nasıl algıladıklarını etkilemektedir. Pittsburg Üniversitesi'nde gerçekleştirilen bir araştırma, sosyal medya uygulamalarında gezinirken harcanan zaman ile olumsuz vücut imajı arasında bir ilişki olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre, sosyal medyada daha fazla zaman geçirenler, daha az zaman harcayan akranlarına kıyasla 2 kat daha fazla yeme ve beden imajı endişeleri taşıyor. Dolayısıyla, sosyal medyada beğeni kazanma ihtiyacı, anksiyete seviyelerini arttırmakta üstelik gençlerin görünüşlerini değiştirmelerine neden olmaktadır
FACEBOOK YORUMLAR