Maliye Politikası Tıkanınca İş Faizlere Kaldı
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, beklenen faiz kararını açıkladı ve piyasanın beklentilerine paralel olarak faizleri 75 baz puan düşürdü. Kararı değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Öğr. Üy. Prof. Dr. Emre Alkin, ‘Teknik olarak tek haneli enflasyon beklentisi oluşmadan tek haneli faiz denemesi intihar olurdu’ dedi
16 Ocak 2020 - 19:24
Merkez Bankası’nın bugüne kadar süreci dengeli yönettiğini ve piyasaların Başkan Uysal ve yönetimine güveninin arttığını ifade eden Prof. Dr. Alkin, “Radikal bir adımla bu algının bozulması tüm kazanımların geri verilmesi sonucunu doğuracaktı. Ancak, hep söylediğim gibi TCMB yönetimi mantıklı olanı yaptı. Ancak işi çok zor. Çünkü kamu maliyesi sıkıntılı bir durumda” diye konuştu
2019 yılı bütçe gerçekleşmelerinin kamu maliyesinin özel sektöre destek verecek bir mecali olmadığını gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Emre Alkin şöyle konuştu: “Çok ciddi bir bütçe açığı verdik. tekrar faiz dışı açık vermeye başladık. Ancak kamunun genişlemesinin talep artırıcı, nihayetinde enflasyonu yükselten bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. 1990'ların ekonomik yaklaşımlarında "kamu eliyle büyüme" çok yaygındı. Fakat bugün, konsolide bütçenin önemli bir kısmı bakanlıkların haricindeki kurumlara gidiyor. Bu harcamalar da söz konusu kurumların faaliyet giderleri için. Yani kamu yatırımı fazla yok, kamu harcaması çok. Tekrar belirtmemde fayda var, söz konusu harcamalar israf niteliğindeki harcamalardan çok, günlük harcamaları finanse etmeye yönelik.”
“MB, bugüne kadar elinden geleni yaptı”
“Kamu diye tarif ettiğimiz büyüklüğün elindeki bina ve tesislerin idaresi, çalışan personelin ücret ve yan hakları ile diğer harcamalar göz önüne alındığında, devletin küçülmesinin şu aşamada imkânsız olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim” değerlendirmesinde bulunan Prof. Dr. Emre Alkin, “Bu sebeple vergi politikalarının büyümeye katkı vermesini beklemiyorum. Hatta kamunun borçlanma politikasının da pek yakında sermaye piyasaları üzerinde baskı kurabileceği ihtimali üzerinde duruyorum. Bu gelişmenin faizler ve büyüme üzerinde yan etkileri olacaktır elbette. Enflasyonun ise talep tarafından değil, maliyet tarafından kaynaklanacak bir sorunla yükselebileceğini göz ardı etmiyorum. Kamu verileri çeşitlendirip artırmaya devam ederse, maliyet enflasyonu kaçınılmaz olacaktır. Tüm bu detaylara bakınca Merkez Bankası'nın üzerindeki yükü daha iyi anlıyoruz” dedi
Geçen yıl Merkez Bankası'nın bilançosunun da gözle görülür şekilde büyüdüğünü ve emisyonu da artırdığının anlaşıldığını söyleyen Altınbaş Üniversitesi Öğr. Üy. Prof. Dr. Emre Alkin, “Demek ki kamuya verdiği kar payı ve yedek akçenin bir kısmı emisyon ile karşılanmış. Özetle Merkez Bankası bugüne kadar elinden geleni yaptı diyebilirim. Bu kadar güzel bir idareden sonra, şok bir faiz kararıyla bu seyri bozmayacağını düşünüyordum, öyle de oldu” şeklinde konuştu
2019 yılı bütçe gerçekleşmelerinin kamu maliyesinin özel sektöre destek verecek bir mecali olmadığını gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Emre Alkin şöyle konuştu: “Çok ciddi bir bütçe açığı verdik. tekrar faiz dışı açık vermeye başladık. Ancak kamunun genişlemesinin talep artırıcı, nihayetinde enflasyonu yükselten bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. 1990'ların ekonomik yaklaşımlarında "kamu eliyle büyüme" çok yaygındı. Fakat bugün, konsolide bütçenin önemli bir kısmı bakanlıkların haricindeki kurumlara gidiyor. Bu harcamalar da söz konusu kurumların faaliyet giderleri için. Yani kamu yatırımı fazla yok, kamu harcaması çok. Tekrar belirtmemde fayda var, söz konusu harcamalar israf niteliğindeki harcamalardan çok, günlük harcamaları finanse etmeye yönelik.”
“MB, bugüne kadar elinden geleni yaptı”
“Kamu diye tarif ettiğimiz büyüklüğün elindeki bina ve tesislerin idaresi, çalışan personelin ücret ve yan hakları ile diğer harcamalar göz önüne alındığında, devletin küçülmesinin şu aşamada imkânsız olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim” değerlendirmesinde bulunan Prof. Dr. Emre Alkin, “Bu sebeple vergi politikalarının büyümeye katkı vermesini beklemiyorum. Hatta kamunun borçlanma politikasının da pek yakında sermaye piyasaları üzerinde baskı kurabileceği ihtimali üzerinde duruyorum. Bu gelişmenin faizler ve büyüme üzerinde yan etkileri olacaktır elbette. Enflasyonun ise talep tarafından değil, maliyet tarafından kaynaklanacak bir sorunla yükselebileceğini göz ardı etmiyorum. Kamu verileri çeşitlendirip artırmaya devam ederse, maliyet enflasyonu kaçınılmaz olacaktır. Tüm bu detaylara bakınca Merkez Bankası'nın üzerindeki yükü daha iyi anlıyoruz” dedi
Geçen yıl Merkez Bankası'nın bilançosunun da gözle görülür şekilde büyüdüğünü ve emisyonu da artırdığının anlaşıldığını söyleyen Altınbaş Üniversitesi Öğr. Üy. Prof. Dr. Emre Alkin, “Demek ki kamuya verdiği kar payı ve yedek akçenin bir kısmı emisyon ile karşılanmış. Özetle Merkez Bankası bugüne kadar elinden geleni yaptı diyebilirim. Bu kadar güzel bir idareden sonra, şok bir faiz kararıyla bu seyri bozmayacağını düşünüyordum, öyle de oldu” şeklinde konuştu
FACEBOOK YORUMLAR