Türkiye Rüzgarı Ekonomiyi de Canlandırıyor
İklimin ve ekonominin iyileşme yolu, başta rüzgar enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji üretiminden geçiyor. Yenilenebilir enerjiye yatırılan her 1 milyon doların, sağladığı ekonomik katkıların yanı sıra en az 25 kişilik de yeni istihdam oluşturduğunu aktaran Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, karbon salınımını en aza indirecek güç olan yenilenebilir enerjinin 2050'ye kadar tüm dünyada yaklaşık 42 milyon yeni istihdam kazandıracağına da dikkat çekiyor
Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19, yenilenebilir enerji ile mücadelesinde sahadan mağlup ayrılıyor. Daha temiz bir enerji dünyası için yoluna tam gaz devam eden yenilenebilir enerji, geleceğin iklim koşullarına ve ekonomisine de yön vermeye devam ediyor. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) COVID Sonrası İyileşme Raporu’ndaki tahminlere dikkat çeken Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın’a göre, sürdürülebilir kalkınma ve iklim değişikliği hedefleri için Türkiye’nin yüzünü rüzgar başta olmak üzere yenilenebilir enerjiye çevirmesi gerekiyor
Özellikle COVID-19 sürecinde YEKDEM mekanizmasındaki açılım ile özel sektöre sağlanan desteğe vurgu yapan Aydın, 2020’nin son yarısı ve 2021 için rüzgar enerjisi santrali kurulumlarını ileri noktalara taşıyan bu desteğin, COVID-19 ile gelen olumsuz etkilere çözüm olmada çok önemli paya sahip olduğunu dile getiriyor
2050’ye Kadar 42 Milyon Yenilenebilir Enerji İş Fırsatı Oluşacak
Fosil yakıtlar ile enerji üretiminin verimsizleşmesi, mevcuttaki iş alanlarının da azalmasına neden oluyor. Çevreci enerji olarak mücadelesine devam eden yenilenebilir enerji ise geleceğin ekonomisini yönlendirecek pozisyonunu daha da sağlamlaştırıyor. Özellikle COVID-19 sürecinde rüzgar enerjisinin gösterdiği önemli dirence dikkat çeken Ali Aydın, IRENA’nın yayınladığı COVID Sonrası İyileşme Raporu’ndaki tahminlerin geleceğin enerji trendlerinin ne denli güçlü sonuçlar doğurabileceğini kanıtladığını aktarırken, 2050’ye kadar 42 milyon yenilebilir enerji iş fırsatının oluşacağının da altını çiziyor. Türkiye ve çevresindeki rüzgar enerjisi üretiminin ve dolayısıyla istihdam artışının da çok güçlü çıktılar sergileyeceğini sözlerine ekleyen Aydın, 2050 yılına kadar Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ise yaklaşık 6,5 milyon ek istihdamın oluşacağına dikkat çekiyor
Ülkelerin enerji taleplerini karşılamak için kullandıkları geleneksel enerji kaynakları hem kısıtlı kaynak problemleri hem de ekonomik bedelleri yüzünden sorunlara davetiye çıkarabiliyor. Kurulan yeni santraller, rüzgar enerjisi sektöründeki yeni iş olanaklarının önünü açarken aynı zamanda yerli enerji arzına da doğrudan katkı sunuyor. Enerji ithalatında dışa bağımlılık ile mücadele eden Türkiye’nin 2023 hedeflerinde anahtar rolün kendi doğal ve yerli kaynağı rüzgar enerjisi olduğunun altını çizen Ali Aydın, dünya genelindeki rüzgar enerjisi tüketim oranları ile ekonomik gelişmenin paralelliğine de dikkat çekiyor. Yenilenebilir enerjiye yapılan her milyon dolarlık yatırımın en az 25 iş kolu ürettiğini hatırlatan Aydın, bu alanda büyük potansiyele sahip olan Türkiye’nin rüzgarı arkasına alıp, ekonomik iyileşme ve ek istihdam ile birlikte GSYİH hedeflerini yukarılara çekebileceğini de aktarıyor. Öte yandan, günümüzde kara santrallerinde kullanılan bir rüzgar türbinin yaklaşık yatırım maliyeti 3 ile 5 milyon dolar arasında değişiklik gösterebiliyor