Ödüllü Kadın Girişimciler Örnek Öykülerini Anlattı
İzmir İş Kadınları Derneği Dünya Kadın Girişimcilik Günü'nde ödüllendirdiği girişimci kadınlara örnek öykülerini anlattırdı. İZİKAD'ın hayata geçirdiği 'İş Hayatında Kadın Statüsünün Güçlendirilmesi' projesi çerçevesinde İzmir İş Dünyası Kadının Güçlenmesi Başarı Ödülü alan 3 kadın girişimci örnek başarı hikayelerini paylaştı
Global Girişimcilik Haftası kapsamında kutlanan Kadın Girişimcilik Günü’nde, hayalindeki işi kurarak, kendi ayakları üzerinde durmayı başarmak isteyen kadınlar için örnek girişimcilik öykülerini paylaşan ödüllü girişimciler, “Bizim başaramayacağımız hiçbir şey yok, yeter ki hayallerimizin peşinden inatla gidelim” mesajı verdiler.
“İZİKAD girişimci kadının her zaman yanındadır”
İzmir İş Dünyası Kadının Güçlenmesi Başarı ödülleriyle kadınları onore etmek istediklerini dile getiren Sezgin, kadınların istedikleri zaman başaramayacakları bir şey olmadığını girişimcilik öyküleri ile gördüklerini söyledi. Ödül alan girişimcilerle Dünya Kadın Girişimci Günü’nde de bir araya gelerek öykülerini diğer kadınlara örnek olması için anlatmalarını istediklerini anlatan Sezgin, “Dernek merkezimizde üç başarılı kadını ağırladık ve girişimcilik hikayelerini dinledik. Her biri çok farklı alanlarda kadının gücünü göstermiş birer girişimci kadın. Her birinin hikayesi ilham verecek kadar güzel ve etkileyici. Biz İZİKAD olarak kadının iş ve sosyal hayatta daha ön planda olması için çalışıyoruz. Bu hikayeler kadınlarımızı cesaretlendirdiği gibi diğer kadınlarımızı da örnek olacak. Üç girişimci güçlü kadın arkadaşımızı tekrar kutluyorum ve yolları açık olsun“ diye konuştu.
“Kadın duyarlılığı kulüp başkanı yaptı”
Demirköprü Spor Kulübü Başkanı Selma Ateş Kazanç, çocuklarını spora götürerek adım attığı Demirköprü Spor Kulübü’ne başkan olduğunu, kulübe bir kadın elinin dokunduğunun net olarak görüldüğünü söyledi. Bir kadın olarak gördüğümüz eksiklikleri gidermek için önce yönetime girdiğini, sonrasında da başkan olduğunu söyleyen Kazanç, “Aidatı olmayan bir kulübüz. Çocuklara spor imkanı sağlarken parası yok diye çocukları kapı önünde boynu bükük bırakmamak için bu işe soyunduk ve bunu başardık. Bugün kulübümüzde aidat alınmıyor, kulübümüzün antrenör ücretini dayanışma ile ödüyoruz. Kulübümüzde personel olarak da biz çalışıyoruz. Binamızın boyasından tutun temizliğine, soyunma odalarından duşların tadilatına kadar her tür hizmeti sponsorlukla çözüyoruz” diye konuştu.
Bir kadın olarak erkek egemen bir alanda başkanlık yaptığını söyleyen Kazanç, “İlk zamanlar yadırgandım ama artık tanınıyorum ve diğer kulüp başkanları dahil böylesi bir görevde bulunmam atık herkes tarafından takdir ediliyor” diye konuştu.
İsviçre’de öğrendi, Urla’da Pastane açtı
Urla’da bulunan İrmik Hanım Patisserie’nin sahibi Esra Özkutlu da ödüle layık görülen diğer kadın girişimci. Biyolog olarak başladığı iş yaşamında İstanbul’da ilaç firmalarında çalışan Esra Özkutlu, eşinin işi gereği İsviçre’nin Basel kentinde yaşarken bir pastane açma fikrinin oluştuğunu söylüyor. Çikolata ve tatlıların ülkesi olan İsviçre’de yaşarken İrmik Hanım’ın Fransız Tatlıları adıyla bir blog kurduğunu anlatan Özkutlu, “Sonrasında Türkiye’ye dönerek nerede yaşamak istediğimizi düşündük ve Urla’da karar kıldık. Urla’ya yerleştikten sonra da hayalim olan butik pastane fikrini hayata geçirdim” dedi. Bugün Urla Sanat Sokağı’ndaki İrmik Hanım Patisserie’de bloğunda paylaşmış olduğu tatlıları müşterileri ile buluşturduğunu anlatan Özkutlu, “Stresli iş yaşamından sonra kurduğum bu patisserie sayesinde hem Urla’ya hem de kendi hayatıma tat kattığımızı söylemekten mutluyum. Birlikte çalıştığım kadın ekip arkadaşlarımla da ülkemize bir değer katmak sevindirici. Kadınların istedikten sonray yapamayacağı hiçbir şey yok” diye konuştu.
Çocukluk hayalini çiftlik kurarak hayata geçirdi
Çocuk hayalinin peşinden ısrarla koşan bir diğer kadın girişimci ise Nurcan Kaplan. Erkek egemen bir sektör olan hayvancılıkta aykırı bir portre çizen Nurcan Kaplan, bugün artık bu sektörün tanınan ve kabul gören bir siması olmuş durumda. Çocukken Salihli’de dedesinin çiftliğinde büyüdüğünü o zamanlardan gelen bir çiftlik sahibi olma hayali olduğunu söyleyen Kaplan, “Üniversiteden mezun olduktan sonra 10 sene boyunca hosteslik yaptım. Sonrasında eski eşimin Kemalpaşa’daki büyükbaş hayvan çiftliğinde işi sıfırdan öğrendim. Sonrasında bütün birikimlerimle Torbalı’da bir çiftlik satın aldım. Zorluklar beni yıldıramadı. Her şeyin üzerine giderek, başardım” dedi.
Mersin Limanı’nda gemiyle gelen ithal büyükbaş hayvanlarını bekleyen çiftlik sahiplerinin arasında tek kadın olarak bulunmanın o dönem çok yadırgandığını ve ilgi çektiğini söyleyen Kaplan, “Ancak zamanla sektör bu işi bir kadının da çok rahat yapabileceğini gördü ve kabullendi. Bugün arayıp sektörel bir konu hakkında fikrimi soruyorlar, akıl alıyorlar. Bu da kadınların yapamayacağı, çalışamayacağı, başaramayacağı iş yok anlamına geliyor” diye konuştu