Makette Başka, Gerçekte Başka Olunca, Bedeli Ağır Oldu
İzmir'de bir inşaat firması; belediyeye ait spor alanı, yeşil alan ve otopark gibi tesisleri, siteye aitmiş gibi gösteren ilan ve maketlerle satış yaptı. Siteye ait sandıkları sosyal alanların belediyeye ait olduğunu 6 yıl sonra öğrenen site sakinleri, Avukat Alperen Cihan Çetinkaya aracılığıyla dava açtı
Yerel mahkeme “5 yıllık zaman aşımı geçti” diyerek, 40 bin TL tazminat talebini reddetti. Ancak Yargıtay, sürenin 10 yıl olduğuna hükmederek, değer farkının daire sahibine ödenmesi gerektiğine hükmetti.
FAZLA ALDIĞINIZ HAKSIZ PARAYI İADE EDİN DAVASI
Avukatı Alperen Cihan Çetinkaya’nın uyarısıyla durumu fark eden site sakinlerinden D.B’nin yaptığı araştırmada Belediye’ye ait olan alanların etrafının çevrilerek siteye aitmiş gösterildiği ortaya çıktı.
Bunun üzerine inşaat firmasına ihtar çekildi ve firmanın “eksik ve ayıplı işlerinden” ötürü daire sahiplerinin zarara uğradığı ve bu zararın karşılanması gerektiği belirtildi. Firmanın bu talebi reddetmesi üzerine, daire sakinleri firma aleyhine dava açtı. Avukat Alperen Cihan Çetinkaya, davacı site sakinleri adına; firmadan daire satın alırken siteye ait sanılan sosyal alanların kamuya ait olduğunun ortaya çıkmasıyla, her dairenin değerinde 40 bin TL azalma olduğunu belirterek, bu zararın firmadan tahsil edilmesini istedi. Firma ise mahkemeye gönderdiği savunmasında, davacının satış sözleşmesi yapılmasından 6 yıl sonra dava açtığını, Tüketici Kanunu’ndaki 5 yıllık zamanaşımının dolduğunu belirterek, davanın reddini istedi
Davaya bakan Tüketici Mahkemesi, durumun tespiti için bilirkişi görevlendirdi. Bilirkişi incelemesi sonunda dava konusu 2 bin 250 metrekarelik sosyal alanların site sakinlerinin kullanımına açık olmakla birlikte mülkiyetinin Belediye’ye ait olduğunu, bu yüzden yapılan hesaba göre her bir daire başına ödenen bedelin yüzde 6.40’lık kısmının faydalanma imkanının her an durdurulabileceği bir kamu malına ödendiği belirtildi. Bilirkişi raporunda ayrıca, bu tesislerin mülkiyetinin siteye ait olmaması nedeniyle ortaya çıkacak prestij kaybı da hesaplandığında zararın daire satış bedelinin yaklaşık yüzde 10’unu (9.89) bulduğu hesaplandı. Raporda bu oranın satış bedelinden düşülmesi gerektiği ifade edildi
MAHKEME REDDETTİ
Ancak mahkeme; davacı avukatı Alperen Cihan Çetinkaya’nın somut olayda -açık ayıp- değil, -eksik ifa- söz konusudur bu nedenle tazminat ödenmelidir talebini reddederek, İzmir’deki firma lehine karar verdi. Kararda, tapu kayıtlarının herkese açık olduğu, siteden daire satın alanların tapuya giderek bu tesislerin belediyeye ait olduğunu öğrenebileceği, firmanın düzenlediği satış sözleşmesinde de bu konuda bir taahhüdünün olmadığı, bu yüzden “açık ayıp” olarak tanımlanan bu durum karşısında 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davanın reddedildiği belirtildi.
YARGITAY KARARI BOZDU
Davacı site sakinlerinin avukatı Alperen Cihan Çetinkaya’nın, temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Hukuk Dairesi ise mahkemenin kararını bozdu. Kararda firmanın vaziyet planında, ilanlarında ve tanıtım maketlerinde sosyal tesislerin etrafı çevrili site içinde gösterdiğine dikkat çekilerek, bu yüzden “açık ayıp” değil, “eksik ifa”nın söz konusu olduğu belirtildi. Mevzuata göre eksik ifa halinde 10 yıllık zamanaşımı süresinin olduğunu belirten Daire, yeni bir bilirkişiyi heyeti oluşturularak sosyal tesislerin siteye dahili halinde davacıların satın aldığı gayrimenkulün değeri ile siteye dahil edilmemesi halindeki değerinin belirlenmesini ve aradaki farkın davacılara ödenmesine hükmetti.
Yargıtay’ın bu kararına karşın yerel mahkeme önceki kararında direndi. Bunun üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na geldi. Genel Kurul ise oy çokluğuyla davacının haklı olduğuna hükmetti ve yerel mahkeme kararını bozdu. Karara göre İzmir’deki inşaat firması değer farkını davacıya ödemek zorunda kalacak