İTB Meclisi'nde Önemli Konular Görüşüldü
İzmir Ticaret Borsası Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı video konferans aracılığıyla ve Meclis üyelerinin geniş katılımıyla gerçekleştirildi
İTB Başkanı Işınsu Kestelli: Dijital dönüşüm her sektöre ve üretimin her kademesine yansıyor. Tarım da bunların başında geliyor. Geçen ay Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli’ye yapmış olduğumuz sunumun ardından, Bakanlığa bağlı beş genel müdür ve beş araştırma enstitüsü müdürünü Borsamızda ağırladık. 14 ağustos 2020 tarihinde gerçekleştirilen toplantı, İTTM’nin uygulama alanı olacak Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Menemen Çiftliğini ziyaret ile başladı. Gün boyu süren ve son derece verimli geçen görüşmeler neticesinde önemli bir mesafe kat ettik. Şu an Borsa olarak Bakanlık ile imzalanacak iş birliği protokolünün detayları üzerinde çalışıyoruz. Anlaşma imzalandıktan sonra Türk tarımına yeni bir soluk getirecek İzmir Tarım ve Teknoloji Merkezi’nin önündeki tüm kapılar açılacak
Kuru üzümde bu hafta itibariyle borsamıza ürün gelişinin hızlanmasını bekliyoruz. Kuru incirde ise hasat işlemlerinin yoğunlaşmaya başladığı bir dönemdeyiz. Sona eren sezonda 22 Ağustos itibari ile 241 bin ton karşılığında 496 milyon dolarlık kuru üzüm, 66 bin ton karşılığında 229 milyon dolarlık kuru incir ihracatı gerçekleştirildiğini hatırlatmak istiyorum. Yeni sezon için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen rekolte tahmin çalışmalarına Borsa olarak teknik destek sağladık. Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından kuru üzüm rekoltesi ve TMO’nun alım fiyatları geçen hafta açıklandı. Buna göre 2020/21 sezonunda geçen yıla göre yüzde 12’lik bir azalış ile 271 bin ton kuru üzüm üretilmesi bekleniyor. TMO’nun 9 numara için 10 lira olan alım fiyatları ise 12,5 lira olarak belirlendi ve TARİŞ Üzüm Birliği’nin de TMO fiyatlarından alım yapacağını açıklandı. Ayrıca, Sayın Bakanın kuru üzüm fiyatlarını açıklanan fiyattan aşağıya düşürmemek için her türlü argümanı kullanacaklarını açıklamasının sektör paydaşları için önemli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Piyasalara ilişkin bu veriler ışığında ihracatçı firmalarımızın sezonu en iyi şekilde değerlendireceklerdir. Ancak bir hatırlatma yapmak isterim. Kuru üzüm ve kuru incirin sezonunda firmalarımızda çok sayıda mevsimlik işçi çalışıyor
Meclis Başkanı Barış Kocagöz: Hastalıkla mücadelenin yoğun olduğu, dolayısıyla maliyetlerin tavan yaptığı bir sezonda pamuk yetiştirmeye çalışan üretici desteklemelerle ilgili hâlâ haber gelmemesi dolayısıyla hem hayal kırıklığı yaşıyor hem de ne yazık ki Türk pamuğu dünyanın en ucuz pamuğu durumuna geldi. Dünyanın sayılı kaliteli pamuklarından olan Ege Pamuğu bile bu günlerde diğer ülkelerdeki muadillerine göre neredeyse yüzde 15 daha ucuza satılıyor. Bunun nedeni, çok daha yüksek fiyatlara ihtiyacından fazla ithalat yapan sanayici. Nedense söz konusu ithal pamuk olunca kaç para olduğuna bakmadan gümrüksüz ithalat yapan sanayici söz konusu Türk pamuğu olunca sanki ona ‘Mümkün olduğunca ucuz alınması gereken ürün’ olarak bakıyor. Bu yüzden 70-80 bin ton kalan Türk malının fiyatı bile yerlerde sürünürken, neredeyse 1 milyon ton yabancı üreticinin malı ülkemize yüzde 10 daha pahalıya ithal edildi. Neredeyse bir aya kadar hasada başlayacak üreticinin morali bu nedenle sıfır. Bu üretim için altı aydır emek sarf eden üreticiye geri dönme şansı verseniz emin olun yüzde 35 azalan üretimimizin bir yarısı daha giderdi
Ortada kontrolsüz ve plansız bir ithalat var. Üstelik cari açığımıza da negatif etkisi olduğu kesin. Milli ürünün kıymetini kriz anlarında idrak edemediysek ne zaman anlayacağız? Pamuk üretimi sadece üretici birlikleri, STK’lar ya da konsey tarafından değil, sanayicilerimizce de kollanmalı. Ama öyle mi? Hayır. Yıllardır üretici tek başına. Eğer Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan iyi bir destek gelirse kollanmış oluyor. Yoksa kendi birlikleri, İzmir Ticaret Borsası gibi bazı önder borsalar ve ulusal pamuk konseyi ile baş başa. Artık üreticinin canına tak dediği noktadayız. Elbirliğiyle 1 milyon ton hedefe ulaşmış üretimimizi ne yazık ki iki yılda yerle bir ediyoruz. Sonra kimse çıkıp da ‘Efendim toprağımız var, iklimimiz var, niye pamuk üretemiyoruz?’ gibi komik bir soru sormasın. Bu iş böyle devam ederse sonunda bakanlığımız TMO’nun buğday ve üzümde olduğu gibi müdahale fiyatıyla pamuk almak zorunda kalacaktır